SON DAKİKA

DARICA HALK KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ (Akçaabat)

19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA, GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI KUTLU OLSUN

Bu haber 19 Mayıs 2023 - 10:18 'de eklendi ve 12 views kez görüntülendi.
19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA, GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI KUTLU OLSUN

19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA, GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI KUTLU OLSUN

.

19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlama etkinlikleri kapsamında Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, beraberindeki heyetle Anıtkabir’i ziyaret etti.

81 il ve KKTC ve Azerbaycan’dan gelen temsilci gençlerin yanı sıra sporcular ve Bakanlık personelinin yer aldığı heyet, Aslanlı Yol’dan yürüyerek Atatürk’ün mozolesine geldi. Kasapoğlu’nun, mozoleye çelenk bırakmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu..

Gençlik ve Spor Bakanı Kasapoğlu, deftere şunları kaydetti: “Aziz milletimizin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramını kutluyorum. Zatıalinizi ve kahraman silah arkadaşlarınızı rahmet ve minnetle yad ediyorum. Ruhunuz şad olsun.”

İMAMOĞLU: KORSAN ÇELENK TÖRENİ YAPIYORUZ

19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı nedeniyle İstanbul’da Taksim Cumhuriyet Anıtı önünde tören düzenlendi. Törene İBB Başkanı ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı yardımcısı adayı Ekrem İmamoğlu da katıldı.

Kutlamada konuşan İmamoğlu; “Şu anda devletin Spor İl Müdürlüğü’nün çelenk töreni sonrasında, bizim koyduğumuz çelenklerin korsan olduğunu biliyor musunuz?” diye sorarak, “Korsan çelenk töreni yapıyoruz. Yani devletin hiçbir görev talimatında yok.

Biz bu töreni yaparken 3-4 sene hırpalandık. Çelenklerimiz koyulmadı. Sonra baktılar ki bunlar direniyor, vazgeçmiyor, şimdi korsan yapmamıza dönük bir hamle yapılmıyor. Sadece izleniliyor.

Devletimizin bazı kurum görevleri de gördüğünüz gibi törenden sonra çekilip gidiyorlar, biz kalıp devam ediyoruz. Ayıptır. Yazıktır. Lafa gelince başka türlü, uygulamaya gelince başka türlü davranışı bu millet teraziye koyar ve tartar. Ama biz tartsın da istemiyoruz.

Bu düzelsin istiyoruz. Ben; doya doya, gençlerle, evlatlarımızla milli bayramların bu şehirde, bu ülkede yaşamaya devam edilmesini istiyorum. İstanbul’da bunu yapıyoruz. Ama bu iş bir anlayışın, bir siyasi kavramın işi olmamalı. Devletin işi olmalı” ifadelerini kullandı.

ATATÜRK’ÜN ATATÜRK’ÜN SAMSUN’A GELİŞİ CANLANDIRILDI

19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlamaları kapsamında Atatürk’ün Samsun’a gelişi canlandırıldı.

Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkışının 104. yıl dönümü dolayısıyla Kurtuluş Yolu’nda, Bandırma Vapuru’nu simgeleyen ve o dönem “Tütün İskelesi” olarak bilinen yerde inşa edilen iskelede tören düzenlendi.

Atatürk ile silah arkadaşlarının heykellerinin de yer aldığı alandaki törende İstiklal Marşı okundu, saygı duruşunda bulunuldu. Ardından Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da karaya çıkmasını sembolize eden Türk bayrağı, bir deniz subayı, iki deniz eri ve iki piyade askeri tarafından taşınarak karaya çıkarıldı. Evrensel

TARİHİN DÖNÜM NOKTASI 19 MAYIS!

Türk halkının var olma savaşı 104 yıl önce bugün Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde Samsun’dan başladı.

Tarihe “Türk mucizesi” olarak geçen bu süreci Doç. Dr. M. Emin Elmacı, Dr. Çiğdem Bayraktar Ör ve Dr. Selim Erdoğan Cumhuriyet’e anlattı.

Tarihin en kutsal mücadelesi, 104 yıl önce bugün ulusal bir biçim kazandı. O; halka gitti, dinledi, gözlemledi, gerçekçi ve devrimci bir yol haritası oluşturdu.

Planına sadık kaldı, asla umudunu yitirmedi ve çoban ateşlerini birleştirerek bir halkı hem ulus hem de devlet yaptı. 19 Mayıs 1919’da Bandırma Vapuru ile Samsun’a çıkan Mustafa Kemal Atatürk, Milli Mücadele’nin fitili ateşledi.

Tarihe “Türk mucizesi” olarak geçen bu süreci Doç. Dr. M. Emin Elmacı, Dr. Çiğdem Bayraktar Ör ve Dr. Selim Erdoğan Cumhuriyet’e anlattı.

Mustafa Kemal’in en başından beri ülkeyi kurtarma umudu olduğuna değinen Tarihçi Doç. Dr. M. Emin Elmacı, 1906’da Vatan ve Hürriyet cemiyetinin Selanik’teki şubesinde yaptığı konuşmasında “Biz kuracağımız teşkilat ile bir gün mutlaka ve ne olursa olsun muvaffak olacağız. Vatanı, milleti kurtaracağız” dediğini anımsattı.

“YALAN VE ALGILARI ALT ETTİ”

Mustafa Kemal’in Dünya Savaşı’nın sonunda her şeyin bittiğinin sanıldığı bir dönemde bile kendisiyle ilk mülakatı yapan gazeteci Ruşen Eşref’e fotoğrafını hediye ederken yazdığı “Her şeye rağmen muhakkak bir nura doğru yürümekteyiz” sözlerine dikkat çeken Elmacı, aynı notta Mustafa Kemal’in umudunun kaynağını “Bende bu imanı yaşatan kuvvet, yalnız, aziz memleketim ve milletim hakkındaki sonsuz sevgim değil, bugünün karanlıkları, ahlaksızlıkları, şarlatanlıkları içinde sırf vatan ve hakikat aşkı ile ışık serpmeye ve aramaya çalışan bir gençlik gördüğümdendir” sözleriyle açıkladığının altını çizdi.

Milli Mücadele’yi engellemek için de yoğun algı ve kara propaganda yapıldığına değinen Elmacı, bu karalamalara Atatürk’ün Sivas Kongresi’ndeki yanıtını anımsattı:

“Efendiler, milletimizin sizler gibi aydınlan ve hamiyet sahipleri manzaranın elemli karanlıklarından ümitsizliğe kapılmadılar. Çünkü onlar bilirler ki, tarih, bir milletin varlığını, hakkını hiçbir zaman inkar edemez.

Çünkü onlar kuvvetli bir iman ile kanidirler ki, bir yalan perdesi arkasından vatan ve milletimiz aleyhinde verilen hükümler, ortaya sürülen kanaatler muhakkak iflasa mahkumdurlar.”

“MONDROS’TAN BAŞLAYAN BİR SÜREÇ”

Milli Mücadele’nin sembolik olarak başlangıcının 19 Mayıs olmasının doğru olduğunu belirten Tarihçi Dr. Selim Erdoğan, “Ancak Millî Mücadele’yi bu tarihte başlatan anlatı eksiktir, hatalıdır.

Çünkü bu anlatı Mustafa Kemal Paşa’nın ilk ve tek planının direnişi Anadolu’dan başlatmak ve Millî Mücadele kadrolarını sıfırdan kurmak şeklinde olduğu gibi maceracı, sonucu belirsiz bir yola çıkar. Aynı zamanda bu Mustafa Kemal’in aklını, dehasını da inkâr etmektir” dedi.

“Bu hataya düşmemek ve ‘Millî Mücadele’yi aslında Vahdettin başlattı’ gibi saçma sapan iddialara muhatap olmamak gerek” diyen Erdoğan, “Bunun için başlangıç referans noktası olarak Mondros Mütarekesi’ni almak ve buradan Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıkışı arasındaki altı ayı çok iyi değerlendirmekte fayda vardır” ifadelerini kullandı.

Mustafa Kemal’i aynı eğitimi aldığı subaylardan ayıran en belirgin nitelikler akıl ve muhakeme yeteneği olduğuna dikkat çeken Erdoğan, “Mondros sonrası hemen maceraya atılmak yerine müttefiklerin niyetini ve gücünü, Padişah’ın eğilimini görmek istedi ve Devlet-i Aliyye’nin zaten var olan askerî ve bürokratik sistemini kullanmayı tercih etti” dedi.

“ANADOLU DİRENİŞİ”

Mustafa Kemal’in mevcut sistem ve İstanbul’dan Anadolu’yu kurtarmanın mümkün olmadığını gördüğü yerde B planını devreye soktuğunu vurgulayan Erdoğan, bu planı şöyle özetledi:

“Anadolu’dan başlatılacak direniş için de Ali Fuat (Cebesoy), Cevat (Çobanlı), Fevzi (Çakmak) paşalarla, Miralay İsmet (İnönü), Miralay Asım (Gündüz) gibi subaylarla planlar, görev bölümleri yapmıştır.

Mücadelenin stratejisi, yani “Topyekün Harp” bu toplantılarla şekillenmiştir. Yetenekleri ve halka verdiği güven tartışılmayacak, meşruiyeti sorgulanmayacak bir lider etrafında toplanacak bir millet! Ancak bu meşruiyetin sağlanması için öncelikle hareketin sağlam bir siyasî zemine oturtulması gerekmektedir.

Burada da Atatürk’ün Havza’dan başlayarak Ankara’da Büyük Millet Meclisi’nin açılışıyla son bulacak süreçte Millî Egemenlik Belgeleri’ni nasıl bir araç olarak kullandığını, zaferden sonra da bu belgelere ve Meclis’e yaslanarak nasıl modern, millî bir devlet kurduğunu görüyoruz.

Kısacası; Mustafa Kemal Atatürk aklını ortaya koymuş, diplomatik, siyasî, sosyal ve askerî tüm gerçekleri eşsiz bir muhakeme süzgecinden geçirerek Millî Mücadele’nin Topyekün Harp stratejisini oluşturmuştur. Bundan sonra tek yapması gereken, bu stratejiyi cesaret ve kararlılıkla uygulamak olacaktır.”

Etiketler :
POPÜLER FOTO GALERİLER
SON DAKİKA HABERLERİ
İLGİLİ HABERLER
SON DAKİKA