11:08 am - BİR GERİ 2 İLERİ, YİNE ZAM GELDİ: Motorinin litresi 45 lirayı aştı!
10:31 am - METEOROLOJİ’DEN UYARI | Trabzon ve Doğu Karadeniz’de sağanak yağış ve kar uyarısı
9:05 pm - EKMEĞE FAHİŞ ZAM GELİYOR! Trabzon’da Durum Ne?
8:31 pm - EKONOMİK KRİZİN ACI TABLOSU: Pazarlar bomboş, esnaf mutsuz, yurttaşlar çürük domates alıyor!
8:22 pm - ELEKTRİĞE GİZLİ ZAM RESMİ GAZETE’DE: Faturalara ‘Şimşek’ çarptı
Eczacı odaları başkanları, ilaç krizinin gün geçtikçe derinleştiğini belirtiyor. Başkanlar, ilaç firmalarının şubat ayında yapılacak zammı beklediğini, bunun için üretimi yavaşlattığını ve stokçuluk yaptığını söylüyor. Bakanlık ise ilaca erişimde sıkıntı yaşanmadığını öne sürüyor.
İlaç krizi giderek derinleşiyor. Kanser ilaçlarından antidepresanlara, kalp ilaçlarından antibiyotiklere kadar çok sayıda ilacın temininde sıkıntı yaşanıyor. Üstelik piyasada bulunamayan ilaçların sayısı gün geçtikçe artıyor.
Türk Eczacıları Birliği (TEB) geçtiğimiz günlerde 645 ilacın bulunamadığını açıkladı. İstanbul Eczacı Odası ise olası şiddet vakalarının önüne geçebilmek için eczanelere “Eczanede bulamadığınız ilaçların sorumlusu eczacınız değildir” yazılı afişler astırdı.
İlaç fiyatlarının belirlenmesinde kullanılan euro kuru, geçen şubatta 4,57 TL’de sabitlenmişti. Siyasi iktidarın ekonomi politikalarının bir sonucu olarak aradan geçen 9 ayda euro/TL, 11 TL’ye kadar çıktı. Türkiye’nin ilaçta dışa bağımlı olması nedeniyle ilaç krizi baş gösterdi.
Aslında bu kriz her yıl yaşanıyor. Ancak bu yıl kurda yaşanan büyük artış, krizin önceki yıllara göre çok daha erken başlamasına neden oldu. Yurttaşlar eczane eczane dolaşarak ilaç arıyor. Öte yandan üç büyük kentin eczacı odası başkanları, ilaç firmalarının da fırsatçılık yaptığını söylüyor.
Eczacı odaları başkanlarına göre, şubattaki zammı bekleyen ilaç firmaları ya ellerindeki ilaçları stoklayarak piyasaya sürmüyor ya da üretimi yavaşlatıyor. Uzmanlar, ilaç krizinin daha da büyümemesi için Sağlık Bakanlığı’nın ilaç firmalarını denetlemesi gerektiğini vurguluyor.
İstanbul Eczacı Odası Başkanı Eczacı Pınar Özcan, “Firmalar zammı bekliyor, ilaçları piyasaya sürmüyor. Her yıl böyle oluyor; zamdan bir hafta, 10 gün sonra piyasada bulunamayan tüm ilaçlar piyasaya sürülmüş oluyor.
Ayrıca firmalar yeterince üretim de yapmıyor zamma kadar. Bulunamayan ilaçların sayısı her geçen gün artıyor. Hastalara ilaç temin etmekte çok zorlanıyoruz” dedi.
Yurttaşların eczane eczane gezdiğini ve geceleri nöbetçi eczanelerin önünde uzun kuyruklar oluştuğunu söyleyen Özcan, sözlerini şöyle tamamladı: “Aradığı ilacı bulamayan yurttaş, o anın stresiyle tepkisini eczacıya gösteriyor. Eczacılarla yurttaşlar karşı karşıya geliyor. Buna rağmen Sağlık Bakanlığı, ilaç krizine ilişkin bizlerle iletişime bile geçmiyor.”
Firmaların ürettiği ilaçları ellerinde tutarak stokçuluk yaptığını ifade eden Ankara Eczacı Odası Genel Sekreteri Ali Fuat Gül de, şunları kaydetti: “Firmalar zammı beklediği için piyasaya çok kısıtlı sayıda ilaç sürüyorlar. Ürettiklerini ellerinde tutuyorlar.
Bu durumu her yıl ocak ayında, yani şubatta yapılan zamdan bir ay önce yaşamaya başlardık; fakat bu yıl aylar önce yaşamaya başladık. Ecza depoları, Sağlık Bakanlığı takip ettiği için ilaçları ellerinde tutamıyor.
Devlet, ecza depolarının ilaç stoklamasını engelliyor. Ancak, ellerindeki ilaçları piyasa sürmeyen ilaç firmalarına karşı hiçbir yaptırım uygulamıyor.”
Geçen yıl piyasada 58 milyar liralık ilaç sirkülasyonunun yaşandığını belirten Gül, krizin yalnızca ithal ilaçlarla ilgili olmadığını da vurguladı. Gül, “Türkiye’de üretilen ilaçların da hammaddeleri çoğunlukla Çin’den geliyor.
Pandemiden önce Çin’den bir konteynır 5 bin dolara getirilirken şimdi 28 bin dolara getiriliyor. Bu da ilaç krizine neden olan bir diğer sıkıntı” dedi.
Krizin çözümü için ilaç kurunun yılda üç veya dört defa güncellenmesi gerektiğini belirten Gül, “Ayrıca, yerli ilaç politikalarına ağırlık verilmeli. İlaçta dışa bağımlılık azaltılmalı” diye konuştu.
İzmir Eczacı Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, ilaç firmaları üretimi yavaşlatırken yurttaşların ilaç talebinin arttığını belirtti:
“İlaçların yarısından fazlası ithal ediliyor ve bu nedenle döviz kurunun sabitlenmesi bir sorun. Diğer yandan, Türkiye’de üretilen ilaçların da hammaddeleri, otomasyonda kullanılan cihazlar ve ambalaj malzemeleri gibi birçok şeyin dövizle bağlantısı var.
Geçen yıl kış sezonunu neredeyse hiç grip ilacı satmadan kapattık. Bu yıl kısıtlamaların kaldırılması ve okulların açılmasıyla, Covid-19 mu, grip mi olduğu anlaşılmayan hastalıklar, yurttaşlar arasında sıkça görülmeye başlandı.
Yurttaşlar da kendi çözümlerini arıyor, grip ilacı ve boğaz pastili gibi şeyleri almaya çalışıyorlar. Yani geçen yıla oranla büyük bir talep oldu.”
Sayılkan, “İlaç krizi daha da derinleşirse birçok insan tedavisini tamamlayamadığı için ve ilaç bulamadığı için yaşamını yitebilir” uyarısını yaptı.
***
Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, kur farkı nedeniyle bazı ilaçlara ulaşılamadığına yönelik haberlerin gerçeği yansıtmadığını iddia etti.
Kurumdan yapılan açıklamada, ithal edilmiş veya üretilmiş her bir kutu ilacın hareketinin izlendiği, üretici-depo-eczane arasındaki ilaç akışının takip edildiği öne sürülerek, “Çalışmalarımız sonucunda söz konusu ilaçların ekseriyetinde tedarik problemi tespit edilmemiştir” dendi.
***
Bulunamayan bazı ilaçlar
Ayrıca SGK’nın geri ödeme listesinde olan Influenza grip aşısı ilaç depolarında bulunmuyor.