12:08 pm - PROF. DR. GÜRDAL YILMAZ’DAN VİRÜS AÇIKLAMASI! “Hastalıkları tetikliyor”
6:37 pm - BES-AR: Açlık sınırı 29.000’i, yoksulluk sınırı 78.000 ‘i aştı
10:26 am - RİZE’DE 4,7 ŞİDDETİNDE DEPREM
10:13 am - SOSYAL YARDIMLA YOKSULLUĞA YAMA
2:56 pm - BARINMA, ISINMA, EĞİTİM, SAĞLIK: Anayasal haklar yardıma endeksli
9:19 pm - ANMA!
9:41 am - HALKI YOKSUL BIRAKIP TERBİYE ETMEK İSTİYORLAR
10:31 pm - YOKSULLUK SINIRI MI, ENFLASYON ALTI ZAM MI? .
8:07 pm - İŞSİZLİK GİZLENİYOR MU? İnsanlar iş ekmek arama peşinde sürünürken…
6:58 pm - VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI
GÖVDESİ DAĞLAR TAŞLARDI, BODURLAŞTILAR : Çocuklara 1 oyun yemeğin yükü ağır geldi
Hani, bundan 10 yıl önce 4 + 4 + 4 eğitim sistemini ilan ederken Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yetiştireceğiz dediği nesil için referans gösterdiği şiirde; ‘İman dolu serhaddi’ ile dünyaya kafa tutan Asımları İstiklal Marşı’na da yerleştirmişti Mehmet Akif: “Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.”
Gövdesi dağlar taşlar o nesil bugün Dünya Bankası raporlarına da yansıdığı gibi yoksullukla boğuşuyor.
Başbakan’ın Asımları telaffuz ettiği günden bu yana geçen o 10 yıllık süre içinde doğanların güçlü kuvvetli muhayyel gövdeleri bodurlaştıkça bodurlaşıyor.
Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsünün Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması verilerine göre 5 yaş altı çocuklarda kısa boy oranı yüzde 10’a yaklaştı.
BM’nin sürdürülebilir kalkınma raporunda Türkiye’de 2,5-5 yaş altı çocuklarda yüzde 5,5 olarak tanımlıyor.
Vatanı milleti dini ve ahlakı korumak için okuyla yayıyla donanmış boylu boslu yiğitler; ekmeğe, makarnaya, boş beslenme çantalarına mahkum olan çocukların küçülmüş bedenlerinde büyüyemiyor.
Göğüs boşluğundaki ‘serhadler’ Türkiye kapitalizminin kesintisiz ekonomik ve siyasal baskıları altında bodur gövdelerin içinde çöküyor. Bu düşmana hangi okla yay dayanır!
Türkiye’de bir çocuk yoksulluğu, daha genel anlamda da bir çocuk sorunu var. İstatistikler ve günlük hayat bangır bangır bağırıyor. Asgari ücretle geçinmek zorunda kalan milyonlarca aile çocuklarını besleyemiyor, okula gönderemiyor, Çalışma Bakanlığının verilerinde çalışan çocuk sayısı giderek artıyor.
Bu çocuklar et, meyve ve diğer sağlıklı besin maddelerine uzak. Dünya Gıda Örgütü Türkiye’de yetersiz beslenenlerin oranının 14,8 milyon olduğuna işaret ediyor. Çocuklar büyüme geriliği içinde.
Hal böyleyken geçen yıl kadınların, velilerin, siyasi parti ve sendikaların da görmezden gelinemeyecek talepleri üzerine ücretsiz bir öğün yemek verilmesi için bir adım atan iktidar, bu kararından geriye çekildi.
Salı günü Evrensel’in manşetinde yer alan bir haber iç acıttı: Yanındaki arkadaşına ‘sandviçinden bir ısırık alabilir miyim’ diye soran bir çocuk çıkmıştı o manşete.
Aynı gün Cumhuriyet’teki bir haberde okul armalı bir forma edinemediği için çocuklara ‘Okula gelmeyin’ diyen okul idarecileri vardı.
Yoksulluğu çocuğun yüzüne vuran bu aşağılama, ruh istismarı, küçük düşürmelerin nasıl sorunlu bir nesil yetiştirmekle sonuçlanacağını tahmin etmek zor değil. İhtimallerden biri kaybedecek hiçbir şeyi olmayanların, kapıdan kovulanların, aç midelerin arsızlaştırdıklarının suça itilmesi elbette.
Diğeri ise yetersiz beslenmenin bedensel küçülmenin yanı sıra bilişsel ve mental geriliğe yol açması. İhtimallerden ilki ile ikincisi birbiriyle ilişkili.
Açlık ve yoksulluk bir şiddet türüdür. Ancak çocukların maruz kaldığı şiddet bundan ibaret değil.
2022 yılında güvenlik birimlerinin mağdur çocuk listesine 601.754 kişi kaydedildi. Bunların yüzde 13,7’si cinsel suç mağdurlarından oluşuyor. 2014 yılı ile 2022’ye kadar bu oran 3’e katlanmış durumda.
Eğitim sistemini, çocuklarının aç midelerini iman dolu göğüsle telafi etmek üzere tarikatlara, cübbeli ve sarıklı hocalara teslim eden iktidar, devlet korumasından yoksun bırakılmış çocukların, kışkırtılmış cinsel iştahın nesnesi olacağı zemini hazırlıyor.
Çocuklar bedenen, zihnen, sosyal olarak geriliyor; küçüldükçe küçülüyor. Yeni neslin bedeni ve ruhu üzerinde yükselenler ise bankalar ve büyük şirketler ve tabii iktidarın eteklerinde bu büyümeden nemalanan ekonomi çeteleri.
Bankalar 2022’de yüzde 366 artışla 433,5 milyar lira kâr elde etti. Şirketler yüzde 423 artış ile 1 trilyon 511 milyar lira. Çocukların boğazından kısılan her miktar banka artı tekel ekonomisine yani mali sermayenin aktörlerine akıyor.
Memlekette başka sorunlar olduğu gibi bir çocuk sorununu doğuran da böyle bir ekonomik sistem. Beslenme çantaları boşalırken şirketler palazlanıyor. Sistem azmanlaştıkça Asımlar bodurlaştı. Gövdesi dağlar taşlardı halbuki. -Nuray Sancar/Evrensel-