11:08 am - BİR GERİ 2 İLERİ, YİNE ZAM GELDİ: Motorinin litresi 45 lirayı aştı!
10:31 am - METEOROLOJİ’DEN UYARI | Trabzon ve Doğu Karadeniz’de sağanak yağış ve kar uyarısı
9:05 pm - EKMEĞE FAHİŞ ZAM GELİYOR! Trabzon’da Durum Ne?
8:31 pm - EKONOMİK KRİZİN ACI TABLOSU: Pazarlar bomboş, esnaf mutsuz, yurttaşlar çürük domates alıyor!
8:22 pm - ELEKTRİĞE GİZLİ ZAM RESMİ GAZETE’DE: Faturalara ‘Şimşek’ çarptı
12:08 pm - PROF. DR. GÜRDAL YILMAZ’DAN VİRÜS AÇIKLAMASI! “Hastalıkları tetikliyor”
18 milyon öğrenci, 1 milyondan fazla eğitim emekçisi ve on binlerce yardımcı görevli için yüz yüze eğitim 6 Eylül günü başlıyor.
Ancak eğitimciler, eğitim sendikaları, eğitim uzmanları, hekimler, bilim çevreleri, veliler,… günlerdir yüz yüze eğitimin nasıl başlayacağını tartışıyorlar.
İlgili hemen herkesin bir ucundan katıldığı tartışmada Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), her şey yolundaymış gibi gayet soğukkanlı!
Gerek eğitim sendikaları, gerek eğitimdeki gelişmeleri yakından izleyen uzmanlar gerekse hafta başından beri “görev başı” yapan eğitimciler, yüz yüze eğitimin gerektirdiği önemlerle ilgili hiçbir adımın atılmadığını belirtiyorlar.
Şikayetler ve eleştiriler karşısında 6 Ağustos’ta Milli Eğitim Bakanlığı’na atanan Mahmut Özer’den de bir ses bir nefes yok!
OKULLAR PANDEMİYE KARŞI CİDDİ ÖNLEMLER ALINMADAN AÇILIYOR
Geçmiş bir buçuk yıl içinde Meksika ve Polonya ile birlikte Türkiye, “okullarını en az açık tutan ülkeler”in başında oldu.
16 Mart 2020 ile 2 Mart 2021 arasında okullar 175 gün açık kalması gerekirken, ülkemizde birinci sınıflar bile sadece 15 gün okula gidebilmişti. 6 milyon dolayında öğrencinin ise uzaktan eğitime teknik olarak bile ulaşamadığı bizzat MEB’in verileri arasında.
Hemen bütün ülkelerde salgına karşı mücadelede eğitim, “en son çare” olarak durdurulurken ülkemizde eğitim, “ilk feda edilecekler”in başına kondu.
Şimdi MEB; “6 Eylül’de okullar açılacak” demektedir ama okulların kapalı olduğu dönemden farklı önlemler aldığına dair hiçbir işaret yokken!
Birkan Bulut ve Duygu Ayber Gültekin arkadaşlarımızın “Ders Zili Susmasın” adı altında hazırladıkları ve gazetemizde hafta başından beri süren dosyada; eğitim uzmanlarının, eğitim sendikalarının sözcülerinin, eğitim emekçilerinin, hekimlerin ve velilerin hem yaşanan gerçekler hem de alınması gereken önlemler konusundaki görüşlerinden de açıkça anlaşılıyor ki, daha önce de olduğu gibi MEB salgın yokmuş, her şey “normal”miş gibi okulları açmaya hazırlanmaktadır.
Oysa bugün Türkiye, salgının en ağır seyrettiği ülkelerin başında gelmektedir.
Sağlık Bakanlığı’nın önceki gün açıkladığı verilere göre; Türkiye’de son 24 saatte 23 bin 946 kişinin testi pozitif çıkmış, 290 kişi hayatını kaybetmiştir!
Üstelik veriler virüsün yayılmasının daha da artacağını öngörmektedir.
HELE BİR OKULLARI AÇALIM, SONRASINA BAKARIZ DÜŞÜNCESİ!
Elbette ki mevsim değişikliği, virüsün yeni varyantlarının daha bulaşıcı ve öldürücü olması yüz yüze eğitimden vaz geçelim demek anlamına gelmemelidir.
Tek adam yönetimi, geçmişte okulları kapatarak, “salgın koşullarında eğitimi nasıl yürütürüm derdinden kurtulmuştur! Bugün de yüz yüze eğitimin salgın koşullarında sürdürülmesin önlemlerini almak yerine “Okulları açıyoruz” dışında salgın koşullarında eğitimin sağlıklı bir biçimde sürdürülmesi için almadıkları önlemlere rağmen yüz yüze eğitimin karşısındaki rahatlıklarına bakınca, “Hele bir başlayalım, virüsün yayılması artarsa kapatırız” anlayışında oldukları anlaşılmaktadır.
Ne yazık ki, tek adam yönetimi almadığı önlemlerle öğrencileri, öğretmenleri, okullardaki yardımcı personeli virüse emanet ediyor!
Ancak bu taktik artık sökmeyecektir.
Çünkü artık bir yandan bütün dünyada virüse karşı mücadelenin deneyleri öte yandan da aşının virüse karşı mücadelenin çok önemli bir silah olması karşısında, salgına karşın yüz yüze eğitimin sürdürülebileceği açıkça görülmektedir. Bu yüzden de ülkemizin halkları yüz yüze eğitim sürdürülemezse bunu nedeninin virüsün kendisinden değil ama virüsün yayılmasına karşı gerekli önlemleri almayan tek adam yönetiminin olduğunu artık bilecek durumdadır.
OKULLARIN AÇILMASI PANDEMİYE KARŞI MÜCADELEYİ GÜÇLENDİREBİLİR
Gerek yukarıda sözün ettiğimiz, gazetemizdeki “Ders Zili Susmasın” dosyasındaki haberler, ve röportajlarda açıkça görüldüğü gibi Eğitim Sen’li sendikacılar, eğitim uzmanları, eğitim emekçileri, salgına karşı mücadelede önemli birikime sahip hekimler yüz yüze eğitimin salgın koşullarına karşın sağlıklı bir biçimde sürdürülmesi için özetle şu önerileri yapıyorlar:
Gazetemizin değerli bir eğitimci olan yazarı Prof. Dr. Adnan Gümüş, bir adım daha ileri giderek, 27 Ağustos tarihli “Okulları açık tutmanın, sınıfları seyreltmenin bin bir yolu var” köşesinde, “Seyreltilmiş sınıflar oluşturulmalı” demeyi de geçerek yüz yüze eğitimin sürdürülmesi için bu sınıfların nasıl oluşturulabileceği önerisini de sundu.
Bu talepler etrafında sürdürülecek bir mücadele bir yandan öğrencilerin ve eğitimcilerin salgına karşı mücadelesinin dayanağı olurken öte yandan yönetimin, okulları “aç- kapa” oyununun önünü de kesecek bir mücadele olacaktır.Evrensel