6:37 pm - BES-AR: Açlık sınırı 29.000’i, yoksulluk sınırı 78.000 ‘i aştı
10:26 am - RİZE’DE 4,7 ŞİDDETİNDE DEPREM
10:13 am - SOSYAL YARDIMLA YOKSULLUĞA YAMA
2:56 pm - BARINMA, ISINMA, EĞİTİM, SAĞLIK: Anayasal haklar yardıma endeksli
9:19 pm - ANMA!
9:41 am - HALKI YOKSUL BIRAKIP TERBİYE ETMEK İSTİYORLAR
10:31 pm - YOKSULLUK SINIRI MI, ENFLASYON ALTI ZAM MI? .
8:07 pm - İŞSİZLİK GİZLENİYOR MU? İnsanlar iş ekmek arama peşinde sürünürken…
6:58 pm - VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI
8:11 am - SONSUZ SAYGI VE MİNNETLE: Cumhuriyet’in kurucusu Atatürk tüm yurtta anılıyor
.
Hayat pahalılığı ve düşük maaşlar çok sayıda emekliyi çalışmak zorunda bırakıyor. Emekli olduğu halde bir sene dahi dinlenemeden yeniden çalışmak zorunda kalanlardan biri de 53 yaşındaki H.A.
Ülkede sayıları 13 milyonu geçen emekli enflasyon altında eziliyor, hayat pahalılığı ve düşük maaşlar çok sayıda emekliyi çalışmak zorunda bırakıyor.
30 yıldan fazla süredir çalışan, emekli olduğu halde bir sene dahi dinlenemeden yeniden çalışmak zorunda kalanlardan biri de 53 yaşındaki H.A. Çalışmaya başladığı restoranda geçirdiği iş kazası nedeniyle elini kesen H.A, “Bu benim değil, hükümetin utancı” diyor.
“Bütün hayatım çalışmakla geçti” diyen H.A, emeklilik sürecini böyle hayal etmediğini, dinlenmek istediğini, geçinebilmek istediğini ancak şu anda çalışmak zorunda kaldığı restoranda iş kazası geçirerek elini kestiği için raporlu bir şekilde evde yeniden çalışmayı beklediğini söylüyor.
H.A, “Çok zorluk çekiyoruz. 7.500 lira alıyorum. Eşim de emekli. Ama iki emekli maaşıyla evi geçindiremiyoruz. Bu eve beş emekli maaşı da girse yine yetmez. Çünkü markete giriyorsun her şey pahalı. Alamadığımız o kadar çok şey oluyor ki geri dönüyoruz.
Ben 5 senedir kendime hiçbir şey almadım çalıştığım halde. Bir senedir emekliyim, ayağıma çorap dahi alamadım. Çünkü çoraplar dahi 40 lira olmuş. Ona vereceğime, üzerine biraz daha koyar giderim eve çay alırım diyorum.
Emekli olmadan önce zaten hiçbir şey yapamıyordum, sadece balkonda oturuyordum, bir hapishane gibiydi ev, şimdi de aynı. Dışarı çıkamıyorsun, susasan, su olmuş 5 lira. Gidip bir bardak çay içemiyorsun dışarıda” diyor.
“HAYATIMIZ UCUZ DETERJAN ARAMAKLA GEÇİYOR”
Temel tüketim maddelerine yapılan zamlardan yakınan H.A, “Zamların durdurulması lazım. Bu zamlar durdurulmadığı takdirde hiçbir iyileştirme işe yaramaz.
Ben 30 yıl çalıştım, bir birikim yok, eskiden emekli olduğunda ev alırdın, araba alırdın. Emekli olayım da şöyle rahat edeyim diyordum. Biz en azından bu hayali kurabiliyorduk gençken, şimdi mümkün değil, gençler emekli olunca rahat ederim diye hayal bile kuramıyor” diyor.
Evdeki bütçeyi ayarlamanın kadınlar için daha çok yük olduğunu dile getiren H.A. şöyle devam ediyor: “Günde on tane market geziyorum. Fıldır fıldır geziyorum bir deterjan için hangisi ucuz diye. Hayatımız bu mücadeleyle geçiyor.”
“KIPIRDAMADAN BİR ŞEY OLMAZ”
Yaşadığı iş kazası nedeniyle öfkeli olan H.A, “Hükümet halkı düşünmüyor ki. Bak elimi kestim, iş kazası geçirdim. Emekli olmuş bir kadının başına gelenler bu. Bundan ben utanmayayım, hükümetim utansın, hükümetin utancı bu.
Nasıl değişiriz, nasıl bu koşullar değişir diye düşünüyorsanız, Avrupa’daki ülkelere bakın. Oradakiler neler yapıyor, nasıl başarıyorlar? Hayat pahalılığına, zamlara karşı halk nasıl sokağa dökülüyor… Bizim de öyle yapmamız lazım. Kıpırdamadan hiçbir şey olmaz” diyor.EVRENSEL