KAMU EMEKÇİLERİ 13 OCAK’A ÇAĞRI YAPIYOR: İnsanca yaşanacak ücret mücadelesinde birleşelim

.

5 kamu emekçisi konfederasyonu 13 Ocak’ta 2025 için açıklanan 6 aylık zam oranlarının arttırılması talebiyle 1 günlük iş durduracak. KESK üyesi emekçiler, tüm kamu emekçilerini mücadeleye çağırıyor.

2024 yılı aralık ayı enflasyon verilerinin açıklanmasıyla birlikte kamu emekçilerinin 2025 yılı ilk 6 ayı için maaş zammı yüzde 11.54 oldu. Açıklanan zam oranı birçok kamu emekçisinin tepkisini çekerken, KESK, BASK, HÜR-SEN, ASİM-SEN ve Birleşik Kamu İş 13 Ocak Pazartesi günü iş bırakma eylemi kararı aldı.

Beş konfederasyona bağlı sendikalara üye emekçiler, iş yerlerinde 2025 zammı ve geçim meselelerinin en yaygın tartışma başlıkları olduğunu aktarıyor.

Emekçiler, tüm kamu emekçilerinin insanca yaşayacak ücret zammı talebiyle 13 Ocak’ta iş bırakma eylemine katılmasının önemli olduğunu söylüyor.

KESK’e bağlı sendikalara üye emekçiler, “Kamu-Sen ve Memur-Sen üyesi arkadaşlarımıza sesleniyoruz, gelin 13 Ocak’ta bir arada olalım.”

HERKES ŞİKAYETÇİ

İstanbul’dan Sağlık ve Sosyal Hizmetler Emekçileri Sendikası (SES) üyesi bir kamu emekçisi, “2024 yılının ilk 6 aylık dönemi için açıklanan zam oranı çok düşük.

İş yerinde tüm arkadaşlarımızın gündemi bu. 2024 yılına girerken yapılan zam bizleri tatmin etmese de yaşanan enflasyona biraz daha yakındı. Ama bu yıl TÜİK’in son aylarda açıkladığı enflasyon verileri ücret zammını baskılayacak, siyasi amaçlı verilerdi.

Tüm çalışma arkadaşlarımız zammın yetmeyeceğini görüyor. Bizim de bağlı olduğumuz konfederasyonumuz KESK’in iş durdurma eylemi açıklamasının ardından Kamu-Sen ve Memur-Sen’e bağlı sendikalara üye arkadaşlarımız kendi sendikalarını aradılar.

Eyleme katılma konusunda, ‘Genel merkeze haber verdik, süreci takip ediyoruz, haber vereceğiz’ cevaplarını aldıklarını söylüyorlar” diyor.

Yüksek vergi dilimlerinde düzenleme talebiyle her hafta aile sağlığı merkezlerinde eylemler yapıldığını hatırlatan sağlık emekçisi, “2025 yılının hem ağır vergi yükü hem de sefalet ücreti yılı olmasın isteyen tüm kamu emekçileri iş durdurmaya katılmalı.

Anayasal hakkımız olan iş durdurma eylemine katılmaktan çekinmemeliyiz. Tüm konfederasyonlara bağlı kamu emekçilerine sesleniyorum. Ayrım gözetmeksizin yoksulluk sınırı üzerinde bir ücret talebiyle bu mücadeleye omuz verelim” çağrısında bulunuyor.

“REÇETEMİZ MÜCADELE”

İstanbul’dan BES üyesi bir kamu emekçisi de 2024 yılı boyunca yaşanan yüksek enflasyon ile maaşların erimesine dikkat çekiyor. Büro emekçisi, “TÜİK’in açıkladığı enflasyon verilerinin bizim yaşadığımız enflasyonun ne kadar uzağında olduğunu herkes biliyor. Alım gücümüz yarı yarıya düştü bu sene. Gelecek sene de elimizden uçup gidecek ücretlerimiz” diyor.

İş yerlerinde ücret zammı taleplerini tartıştıklarında sendikalı sendikasız tüm kamu emekçilerinin kira, gıda masrafları ve ulaşım gibi temel ihtiyaçları karşılamakta zorlanmasından yakındığını dile getiren büro emekçisi, “Özellikle son dönemde direnerek kazanan metal işçileri ve Polonez işçilerinin mücadelelerini örnek almalıyız.

Bu mücadeleler adeta reçete olmalı. Mücadele olmadan kazanmamız mümkün değil. İş durdurmak, grev yapmak anayasal haklar. Genç kamu emekçisi arkadaşlarımızın bu konuda bilgi sahibi olmaları da gerekiyor. Artık biz mücadele etmedikçe insanca yaşayacak bir ücretin bize verilmeyeceğini görmemiz gerekiyor” diyor.

“ORTAK MÜCADELEYE İHTİYAÇ VAR”

Tüm Bel-Sen üyesi bir emekçi de, maaşlara yapılacak yüzde 11.54 oranındaki zammı sefalet zammı olarak niteliyor. “Hükümet, ekonomide sermayeye yıllarca aktardığı kaynakların bedelini asgari ücretlilere, işçilere kamu işçi ve emekçilerine ödeteceğini açıkça gösteriyor” diyen emekçi şunları söylüyor:

“Ücretlerimizi enflasyona karşı koruyabilmemiz için yıllık bazda yüzde 80’den fazla zam almalıydık. Kamu emekçilerinin neredeyse tamamı yoksulluk sınırının altında ücretlerle yaşama mücadelesi veriyor.

 İş yerlerinde tüm arkadaşlarımız da böyle düşünüyor. Çünkü yaşananlar görüşünden bağımsız hepimizi dünden biraz daha eksik yaşamaya zorluyor.

Gelecek dönem tüm kamu emekçilerinin ortak mücadelesine ihtiyaç var. İş bırakma eylemine hepimizin katılması da bu sebeple önemli. Üretimden gelen gücümüzü kullanmalıyız.”Bir Gün