12:08 pm - PROF. DR. GÜRDAL YILMAZ’DAN VİRÜS AÇIKLAMASI! “Hastalıkları tetikliyor”
6:37 pm - BES-AR: Açlık sınırı 29.000’i, yoksulluk sınırı 78.000 ‘i aştı
10:26 am - RİZE’DE 4,7 ŞİDDETİNDE DEPREM
10:13 am - SOSYAL YARDIMLA YOKSULLUĞA YAMA
2:56 pm - BARINMA, ISINMA, EĞİTİM, SAĞLIK: Anayasal haklar yardıma endeksli
9:19 pm - ANMA!
9:41 am - HALKI YOKSUL BIRAKIP TERBİYE ETMEK İSTİYORLAR
10:31 pm - YOKSULLUK SINIRI MI, ENFLASYON ALTI ZAM MI? .
8:07 pm - İŞSİZLİK GİZLENİYOR MU? İnsanlar iş ekmek arama peşinde sürünürken…
6:58 pm - VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI
Cumhuriyet’in ilerici kazanımlarının yok edildiği, siyasal İslamcı tek adam rejiminin Cumhuriyet ile hesaplaşma içerisine girdiğinin vurgulandığı açıklamalarda, bağımsız, özgür, eşit bir ülke talebi dile getirildi.
SOL PARTİ DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM ŞART
SOL Parti tarafından yapılan açıklamada Cumhuriyet’in kuruluşunun 100’üncü yılı selamlanırken Mustafa Kemal önderliğindeki Anadolu halkının emperyalizmle mücadelesi sonrası Cumhuriyet’in kurulduğunun altı çizildi.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Cumhuriyet’in kuruluşunun 100.yılını selamlıyoruz
Mustafa Kemal önderliğindeki Anadolu halkı emperyalist boyunduruğu parçalayarak ve onun işbirlikçisi köhnemiş saltanatı yenerek Cumhuriyet’i kurdu.
Cumhuriyet devrimi bir halkının kurtuluşu, bağımsızlık ve laiklik temelindeki yeni bir ülkenin yıkıntıların içinden kuruluşu anlamına gelmiştir.
Bu kurtuluş ve kuruluş mücadelesini bugün de yeniden kuruluş fikriyle sahiplenmeye devam ediyoruz.
Cumhuriyet, Emperyalizme Bağımlı Siyasi İslamcı Faşizme Dönüştürüldü
Ancak Cumhuriyet tüm ileri niteliklerine karşın bir emekçi cumhuriyeti olmamıştır. Tepeden kapitalistleşme yolu, emperyalizme bağımlılığın yeni taşlarını döşemiştir.
Ezilen halkların demokratik haklar temelinde bir arada yaşaması güvence altına alınması da başarılamamış, milliyetçi bir dışlama bugüne dek sürecek çözümsüzlüğe kaynaklık etmiştir.
Cumhuriyet’in ilerici köklerinden kopartılarak çürüme sürecine sokulması ise asıl olarak İkinci Dünya Savaşı sonrasında Amerikan sistemi içerisine girerek başlamıştır.
Türkiye, 1945 sonrasında ABD’nin soğuk savaş politikalarına bağlı olarak ekonomik ve askeri ikili anlaşmalar çerçevesinde yeniden sömürgeleştirilme sürecine girmiştir.
Türkiye devlet yapısı bu bağımlılık doğrultusunda süreç içinde Amerika’nın sosyalizmin genişlemesine karşı izlediği Yeşil Kuşak Projesi doğrultusunda şekillendirilmiştir.
Ordudan istihbarat birimlerine bütün devlet yapısı, askeri darbelerle ve paramiliter faşist yapılarla desteklenen sömürge tipi faşist bir nitelik kazanmıştır.
Bu anlayışa bağlı olarak ülkenin ilerici devrimci demokratik hareketleri temel tehlike olarak görülmüş, İslamcılık ve faşist hareketler devlet politikası olarak desteklenmiştir.
AKP, ABD’nin Ortadoğu planları doğrultusunda bir proje olarak gündeme getirilerek iktidara taşındı.
Cumhuriyet, sonunda İstanbul’un yeni hilafet merkezi olarak işaret edilmesine uzanan BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) ekseninde, Cumhuriyet’in son ilerici kırıntıları da ortadan kaldırılarak İslamcı faşist bir rejime dönüştürülmüştür.
Bugünkü İslamcı rejime dönüşüm, devrimcileri yok etmek üzere yapılan Amerikancı darbelerin, devletin ‘kemalist’ yapılarının, partilerinin bu emperyalizme bağımlı düzen içinde büyüyen gericileşme dalgasıyla bütünleşen ideolojik örüntülerinin de bir sonucu olarak yaşanabilmiştir.
Geldiğimiz noktada 100 yıl önceki Cumhuriyet, Amerikan boyunduruğu altındaki gerici tek adam rejimi altında yeni bir Saltanat ve Hilafet rejimine dönüşmüştür.
Şimdi Cumhuriyet için yeniden kuruluş, yeniden kuruluş için DEVRİM tek yoldur.
Bu yüzden de ülkemizin ihtiyacı olan şey yalnızca AKP iktidarının bu tek adam rejimini ortadan kaldırılarak geriye dönülmesi olarak görülemez.
İhtiyacımız olan böyle bir İslamcı faşist rejime geçişe zemin oluşturan devletin bütün ideolojik-politik anti-demokratik baskı aygıtlarından, emperyalist boyunduruklardan kurtularak, gerçekten demokratik, laik ve eşit temeldeki bir devrimci dönüşümdür.
Bağımsızlıktan, kardeşlikten, özgürlükten, laiklikten ve eşitlikten yana devrimci demokratik bir cumhuriyet kuracağız!
Devrimci Demokratik Cumhuriyet, Amerikan emperyalizmi ve NATO’ya tüm bağları kopartacak, bağımsız bir cumhuriyet olacaktır.
Devrimci Demokratik Cumhuriyet, tarikat ve cemaatlerin devlet içindeki örgütlenmelerini dağıtacak laik bir cumhuriyet olacaktır.
Devrimci Demokratik Cumhuriyet, tek adam rejimine dayanan bu çürümüş Saltanat’ı yıkarak; halkın söz, yetki ve karar sahibi olduğu demokratik bir cumhuriyet olacaktır.
Devrimci Demokratik Cumhuriyet, sömürücü sınıfların, sermayenin ve patronların egemenliğine meydan okuyacak emekçiler cumhuriyeti olacaktır.
Devrimci Demokratik Cumhuriyet, tüm ezilen halkların demokratik haklarının güvence altına alındığı bir arada bir yaşamın cumhuriyeti olacaktır.
Devrimci Demokratik Cumhuriyet, gençlerin KYK yurtlarında ölmediği, işçilerin, köylülerin, emeklilerin insanca yaşayabildiği sosyal bir cumhuriyet olacaktır.
Devrimci Demokratik Cumhuriyet, ekolojik yıkıma ve talana son verilmiş doğayla barışık bir cumhuriyet olacaktır.
Böyle bir devrimci dönüşümü bütün emekçiler, işçiler, gençler, kadınlar, bütün ezilen halklar birleşerek, örgütlenerek, kendi haklarımıza ve geleceğimize sahip çıkarak kazanacağız.
Türkiye’nin 100 yıl önceki ilerici kazanımları ve devrimci mücadele geleneklerinin yarattığı birikimler bu mücadelede en önemli gücü kaynağımız olmaya devam edecektir.”
EMEP: HALKIN SÖZ SAHİBİ OLDUĞU BİR CUMHURİYET İÇİN İLERİ
Emek Partisi (EMEP) Cumhuriyet’in bütün değerlerinin tasfiye edildiğini ve AKP’nin Cumhuriyet düşmanı olduğunu vurguladı.
Açıklamada şöyle denildi:
“Kadroların yaratmak istediği ‘sınıfsız imtiyazsız kaynaşmış kitle’ uğruna birçok yasaklara, kıyıma, cezalandırmalara ve sansüre zemin haline gelmiştir Cumhuriyet.
İşçi sınıfı yıllarca baskı altına alınmış, halkın talepleri yok sayılarak inkâr edilmiş, Dersim katliamı, 6-7 Eylüller, Maraş, Çorum, Sivas, 1 Mayıs 77 katliamları yaşanmıştır. Türkiye emperyalizme bağımlı bir ülke haline getirilmiş, arka arkaya yapılan üç darbe döneminde idamlar yapılmıştır.
Tek adam yönetimi, Cumhuriyet’in 100. yılını görmezden geliyor. Çıkarcı, talancı, kayırmacı, yağmacı ve halka yabancılaşmış gerici iktidarların değil halkın söz sahibi olduğu, üreten kimse sözün sahibinin o olduğu böyle bir Cumhuriyet için daima ‘ileri!’
TKP: CUMHURİYETÇİ BİRİKİM AYAĞA KALDIRILMALI
Türkiye Komünist Partisi (TKP) Cumhuriyet’in 100’üncü yılında ülkenin çeşitli yerlerinde Cumhuriyet yürüyüşleri düzenledi. İstanbul, Ankara, İzmir, Antep gibi illerdeki yürüyüşlerde ‘Cumhuriyet’in güçlü birikimlerinden faydalanarak tekrar ayağa kaldırmamız lazım’ mesajı verildi.
TKP Genel Başkanı Kemal Okuyan da yaptığı açıklamada, “Güçlü bir Cumhuriyetçi birikim var ülkemizde, bunun ayağa kaldırılması gerekiyor” dedi.
Okuyan, “Öyle ne güzel herkes Cumhuriyetçi” diye bir dünya yok. Cumhuriyet fikri ya emekçi halkın eşitlik, özgürlük, laiklik, bağımsızlık talebiyle ayağa kalkar ya holding ve tarikatların elinde çürür. Mesele bu kadar basit” ifadelerini kullandı.
THK: YENİSİNİ KURACAĞIZ
Bugün İstanbul Kadıköy’de Cumhuriyet yürüyüşü düzenleyecek olan Türkiye Komünist Hareketi (TKH) yaptığı paylaşımda şöyle dedi:
“Emperyalist işgale karşı kurulan Cumhuriyet yıkılmıştır. Ülkemiz; siyasi, askeri, ekonomik ve kültürel olarak emperyalizme bağımlı kılınmıştır.
Bugün emperyalizm ile tam boy uyumlu işbirlikçi politikalar egemendir. Yeni bir cumhuriyet emperyalizmin dayatmalarına ve iş birlikçi politikalara karşı bağımsızlık zemininde kurulacaktır.
Cumhuriyeti yıktılar, yenisini kuracağız. Yeni Cumhuriyet, emekçilerin laik sosyalist Cumhuriyet’i olacaktır.”
TİP’TEN ‘BİRLİKTE MÜCADELE’ ÇAĞRISI
TİP tutuklu Hatay Milletvekili Can Atalay için başlattığı Özgürlük Yürüyüşünü Ankara’da sonlandırdı.
Cumhuriyet yürüyüşüne çevrilen buluşmada konuşan TİP Genel Başkanı Erkan Baş, “Yoksulların, emekçilerin mücadelesiyle kurulan cumhuriyetin 100. yılında görüyoruz ki, ortada cumhuriyetten, halkın egemenliğinden bir eser bırakılmadı. Saray Rejimi’nin tüm kurucu değerlere saldırarak yarattığı bu gerçeği görüyor ve biliyoruz” dedi. Cumhuriyet için birlikte mücadele çağrısında bulundu.BirGün