11:17 am - CUMHURİYET’İN 101. KURULUŞ YIL DÖNÜMÜ KUTLU OLSUN | Cumhuriyete ve bugüne uzanan kısa süreç
6:24 pm - İSTANBUL KALAMIŞ’TA ‘MUHTEŞEM’ DÜĞÜN! Furkan Emre AYDIN ve Buse Tuğçe TEMUCİN dünya evine girdiler
10:25 pm - ELEKTRİĞE GİZLİ ZAM: “200 TL’lik fatura 500 TL civarına çıkacak”
8:45 pm - KARADENİZ DİRENİŞ MİTİNGİNDE BULUŞTU: “Bu toprakları haramilere teslim etmeyeceğiz”
7:49 pm - VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI
9:02 am - İLACA ZAM GELDİ! İlaç fiyatlandırmasındaki Euro kuru yüzde 23,5 oranında artırıldı
7:36 pm - SAĞLIKTA ‘İLAÇ KRİZİ’ DERİNLEŞİYOR: 30.000 eczaneden hükümete çağrı
7:29 pm - DÜĞÜNÜMÜZ VAR
TÜİK’in yılın ikinci çeyreğine dair açıkladığı büyüme rakamlarına göre Türkiye ekonomisi yüzde 21,7 büyüdü. Büyüyen ekonomiden vatandaşa borç, sermayeye aslan payı kaldı.
Türkiye ekonomisi baz etkisi, artan kredi hacmi ve ihracat etkisiyle bu yılın ikinci çeyreğinde yüzde 21,7 büyüdü. Bu dönemde Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH), cari fiyatlarla yüzde 52,4 artarak 1 trilyon 581 milyar 120 milyon lira olarak gerçekleşti.
Yüzde 21,7 büyümenin sadece 4,6 puanı işgücü ödemelerine giderken, işgücü ödemelerinin GSYH içindeki payı yüzde 37’den yüzde 32,9’a geriledi. Sermayedarın payı ise yüzde 42,8’den yüzde 49,8’e çıktı.
GSYH’nin ikinci çeyrek değeri cari fiyatlarla ABD doları bazında 188 milyar 566 milyon dolar oldu.
EN ÇOK HİZMET VE SANAYİ BÜYÜDÜ
GSYH’yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde, 2021 yılı ikinci çeyreğinde bir önceki yıla göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak hizmetler yüzde 45,8, sanayi yüzde 40,5, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri yüzde 32,4, diğer hizmet faaliyetleri yüzde 32,3, bilgi ve iletişim faaliyetleri yüzde 25,3, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri yüzde 8,5, gayrimenkul faaliyetleri yüzde 3,7, inşaat yüzde 3,1 ve tarım, ormancılık ve balıkçılık yüzde 2,3 arttı. Finans ve sigorta faaliyetleri ise yüzde 22,7 azaldı.
Takvim etkisinden arındırılmış GSYH, zincirlenmiş hacim endeksinde, yılın ikinci çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 21,9 yükseldi.
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH, zincirlenmiş hacim endeksi ise bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,9 artış gösterdi.
HALKIN TÜKETİMİ YÜZDE 22,9 ARTTI
Hane halkı nihai tüketim harcamaları yılın ikinci çeyreğinde, geçen yılın aynı çeyreğine göre zincirlemiş hacim endeksi olarak yüzde 22,9 yükseldi.
Devletin nihai tüketim harcamaları, yüzde 4,2, gayrisafi sabit sermaye oluşumu yüzde 20,3 artış kaydetti.
İHRACAT HACMİ YÜZDE 59,9 ARTTI
Mal ve hizmet ihracatı, yılın ikinci çeyreğinde geçen yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 59,9, ithalatı yüzde 19,2 arttı.
İŞ GÜCÜ ÖDEMELERİNİN PAYI DÜŞTÜ
İşgücü ödemelerinin Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payı 2020’de yüzde 37 iken, 2021 yılında yüzde 32,9’a düştü.
Emeğin Gayrisafi Katma Değer içindeki payı düşerken net işletme artığı (sermaye payı) yüzde 45’den yüzde 50’ye yükseldi.
*
DOÇ.DR. OĞUZ DEMİR: Vatandaş Borçlandı, Sermaye Aslan Payını Aldı
Ekonomik büyümeyi; üretim, gelir ve tüketim yönüyle inceleyen İktisatçı Doç. Dr. Oğuz Demir; “2. Çeyrek verisi üretim yöntemine göre ‘Türkiye geçen yıl yaşadığı üretim kaybını telafi etti, üzerine koydu. Daha çok ürettik’ diyor.
Veriler, ‘Üretimin artmasından aslan payını sermaye sahibi aldı.
Üretimin yarattığı gelirden çalışan daha düşük pay aldı.
2020’de yüzde 37 iken, 2021 yılında yüzde 32,9’a düştü. Artan üretimi tüketim harcamaları ve ihracat sürükledi.
Tüketim harcamaları yüzde 22 arttı. İhracatın katkısı yükseldi. Geliri artmayan yurttaş, tüketimi arttırmaya devam etti.
Yani bu büyümeyi de borçlanan biz finanse ettik. Buna karşılık yaratılan gelir de sermaye sahiplerine ve tasarruf sahiplerine transfer edildi. Gelecekten borç alınan bir büyüme süreci daha yaşadık. Ama unutmayalım ki gelecek de bir şekilde geliyor” değerlendirmesinde bulundu.
PROF. DR. MUSTAFA DURMUŞ: Büyümeyi Normal Bir Döneme Göre Kıyaslamak Gerekiyor
Ekonomi-Politikçi Prof. Dr. Mustafa Durmuş, “Ekonomik büyümeyi normal bir döneme göre kıyaslamak gerekiyor. Çok kötü bir dönemde ortaya çıkan veriler yanıltabilir.
2019’un ikinci çeyreğinde cari fiyatlarla 175 milyar dolarlık GSYH var. 2020’nin aynı çeyreğinde 152,6 milyar dolara düştü. Yüzde 13 reel çöküş var. Bu yılın ikinci çeyreğinde 188,6 milyar dolarlık bir büyüklük var. İki yılda yaklaşık yüzde 7’lik (13 milyar dolar) bir büyüme var” dedi.
En önemli büyüme kaynaklarından birinin ihracat olduğunu kaydeden Durmuş şu değerlendirmede bulundu:
“Özellikle ucuz mülteci emeği, 10 milyona çıkan işsiz nedeniyle iyice ucuzlayan emek, ihracat sektöründeki ciddi emek sömürüsü ve Çin’in tedarik zincirinde kopan noktalara aşırı emek sömürüsüyle monte edilmiş olmak bu akışın en temel noktalarından biri. Kalanı hanehalkı tüketim harcamaları. (Faiz oranlarını reel anlamda yapay olarak bu kadar düşük tutuluyor)
Üçüncü olarak, işçilerin çıkıp “Kardeş bu kadar büyüdüysek, neden bize komik zamlar verdiniz?” diye sorması gerekiyor.
Demek ki ya büyümede bir yanlış var ya da bize cimri davranıyorsunuz. Aslında bütün faturanın işçi sınıfı ve emekçilere çıktığını gösteriyor. Bu büyüme sürdürülemez.
Ekonomi gerçek anlamda büyümezse, sermaye büyümüyor demektir. Eğer sermaye büyümezse, kamu kaynakları sermaye birikiminin sürmesi için kullanılacak demektir; büyümeyi öngören yollara başvuracaklar demektir. (inşaat üzerinden artık büyüme söz konusu değil).
İklim yıkımının beraberinde getirdiği inanılmaz bir finansal fatura bekliyor Türkiye’yi. Bunlar henüz yansımadı. İktisadi olarak işlerin toparlanabilmesi, bu büyümeyle sağlanan tasarruflarla mevcut dış borçların ödenebilmesi de mümkün değil.
Çok ciddi bir borç sorunu var Türkiye’nin. Bu borçların ödenmesi gerekiyor. Bir ekonomiyi reel olarak büyütürseniz borçlarınızı ödersiniz. Borçlar ödenemiyor, ödenemeyecek. Şahlandık demenin anlamı yok, bu aşağı gidişin göstergesi. İnsanlar da sermaye de bu büyümeye inanmıyor. Halk ‘Niye bu kadar az pay alıyoruz’ diyor.”