SON DAKİKA

DARICA HALK KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ (Akçaabat)

YENİ NORMAL: Ters kelepçe

Bu haber 27 Temmuz 2023 - 9:12 'de eklendi ve 73 views kez görüntülendi.
YENİ NORMAL: Ters kelepçe

YENİ NORMAL: Ters kelepçe

.

Köklerimden başlar hürriyet !

Güne gözyaşıyla başlamak.

Doymadılar, doymuyorlar ve doymayacaklar.

Yaratıkları çölde hayvanlar susuzluktan kırılırken, insanlar içi boş kuru ekmeğe şimdilik (!) 10 lira verirken; kendilerinin, hepsi birbirine benzer görgüsüz cam ve çelik kulelerde, villalarda klimayla serinlemeye devam ederek yaşamlarını sürdüreceklerine güveniyorlar. Çünkü o kadar bilinçsiz ve o kadar cahiller.

Üstelik kötüler. Kendi çocuklarının da geleceğini çaldıklarının farkında olmayacak kadar boş ve umursamazlar. Yaşamı, canlıyı, doğayı umursamadıkları gibi baktıkları yerde de betonla mutlu oluyorlar. Körler. Biraz vicdanı olan güzelim bir ormana nasıl kıyar?

İzlediğim videolar canımı yakıyor. Daha gidemedim Akbelen köylülerinin yanına. Bu da benim ayıbım. Ne yapıp edip gitmeliyiz. Hepimiz bu direnişe destek olmalıyız. Çünkü bu bir katliam. Çünkü soru basit: Neden?

Köylümüz, bir güzelim insan haykırıyor. Çığlık çığlığa hayat kurtarmak için yakarıyor. “Bizim suçumuz ne ki ters kelepçeye vuruluyoruz? Ben çamımı koruyorum! Ben oksijen almayınca ölüyorum, var mi ötesi?

 Bakın arkadaşlar kaç tane cenaze var burada? Türkiye’nin askeri, Türkiye’nin polisi bizi esir aldı esir!” İşte ülkemizin özeti: ters kelepçe! Buyurun, Akp iktidarının yeni teröristleri Akbelen köylüleri.

Aklına estiği gibi insanların yaşamına müdahale eden, kıyım gerçekleştirene her şey serbest. Yaşamı, yaşadığı yeri en samimi duygularıyla savunan köylüyü işkenceyle susturmak için artık belki emire, talimata bile gerek yok.

Türkiye’nin normali bu. Akbelen’de orman talanına eşlik eden Orman Genel Müdürlüğü ve ağaçları korumak için onlara sarılmış son derece barışçıl ses duyuran halka cephede savaşa gider gibi saldıran polis / jandarma. Şu tablonun anlamsızlığı her şeyi anlamaya da anlatmaya da yeterli.

Senaryo kısa, öz ve öykünün iç burkan kara bir sonu var.

Zengin yandaş kendine yer seçer, insanların tapulu malı olan tarlalarında izinsiz keşif yapılır, inşaat için sit dereceleri, orman koruma kanunları ihlâl edilir, en bakir yerlere çökülür, kıyım başlar, itiraz eden sürülür, inşaat başlar.

Çoğu zaman gerek kalmasa da, ihtiyaç halinde bir piyon bulunur, eline üç beş kuruş verilir, kibrit çakılır. Cayır cayır yanar bu ülke. ‘Hay allah birileri mangal yapıyormuş!’ Sonrası da hep aynı. Dozerler gelir.

Nehirler ağlar, dereler kurur, kuşlar, sincaplar, tilkiler, nesli tükenen bitkiler hayvanlar canını kurtarsa da evsiz kalır. Çok dayanamaz sonu yine ölüm olacaktır.

Rüzgâr küser. Herkes susar. Susmayana ters kelepçe takılır. Konu kapanır.

Sonrası seller, kavurucu sıcak, yangınlar, küresel ısınma. Bunların da adı doğal afet olur. Tevekkül edilmesi gereken ve kaçınılmaz olan felâket yani.

Oysa kaçınabileceğimizi, yapılanın sonuçlarını elbette en iyi bilen köylüdür. Toprağı, doğayı tanıyandır. Topraktan geçinen ve bizlere yaşam kaynağı üretendir.

Bilime gözü kapalı olanların hiç değilse onlara kulak vermesini, bir an durup vicdanları yaralayan çırpınışlarının sebebini düşünmesini ummak da nafiledir çünkü Türkiye artık ters kelepçe ülkesidir. 

Büyüklerin güzel bir sözü var; “Köy yanarken kahpe taranırmış.” Altın taraklar, taraya- cak saç bulamayınca ne olacak diye düşünmeden karış karış topraklarımıza göz dikenlerin esiriyiz.

Ancak buna mecbur değiliz. Öykünün sonunu değiştirip biz yazabiliriz. Köylümüzün yanında olmalı, sesine ses katmalıyız. Hangi kentte olursak olalım.

Bu vatan bizim. Vatan/millet güzellemeleriyle bizleri kandıranların, toprakları artık yandaş sermayeden de esirgeyip yabancı sermayeye satarak tüketmesine seyirci kalamayız.

Kendi ülkemizde kiracı olmadan toprağımızı, can suyumuzu, yaşamı korumak için güçlü ses vermeliyiz. Sivil toplumun gücüyle daha önce kazanılan hak örneklerini hatırlayarak ağaçlarımıza sarılan köylülerimize sarılmalıyız.

“Ağacım, dört kol çengi kıyamet

Her dalımda bir memleket

Uzar kollarım uzar

Taşımda toprağımda bereket

Köklerimden başlar hürriyet

Bana çarptıkça anlar

Yağmur yağmur olduğunu

Rüzgâr, rüzgâr.

Taşımda toprağımda kıyamet

Köklerimden başlar hürriyet.”*

-*Cahit Irgat / Ağaç-

Zeynep Altıok Akatlı/BirGün

Etiketler :
POPÜLER FOTO GALERİLER
SON DAKİKA HABERLERİ
İLGİLİ HABERLER
SON DAKİKA